Söğüt Dağı ile Suludere-Yayladağ kütleleri arasında kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan, oluk şeklindeki tektonik çüküntünün sularla dolması ile oluşan Burdur Gölü, dünyada nesli azalmakta olan Dikkuyruk Ördeklerinin dünya popülasyonunun, yaklaşık yüzde 75’inin kışladığı ve sayıları 11.000’e ulaşan fauna varlığı ile uluslararası kriterlere sahip bir sulak alandır. Özellikle gölün kuzeyinde ve doğusunda yoğunlaşan kuş popülasyonu, kuş gözlemcisi doğa tutkunlarının ilgisini çekmektedir.

Burdur Gölü’nün güneybatı yönünde yer alan, “Burdur Gölü Su Kuşları Yaban Hayatı Koruma Sahası”; Flamingo, Tepeli Patka, Kuğu, Angıt, Sakarmeke gibi tespit edilebilen 85 kuş türü varlığı ile “Ornitoloji Turizmi” kapsamında , Kuş Gözlemciliği’ne (Bird Observation) ve peyzaj özelliklerine son derece elverişli bir konuma sahiptir.Yapılan araştırmalara göre Burdur Gölü 100’e yakın kuş türüne ve yaklaşık olarak 300 bine yakın su kuşuna ve özellikle nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Dikkuyruk ördeklerinin yüzde 70’ine ev sahipliği yapmaktadır. (Burdur Valiliği)

Bölgede bulunan yaban hayvanlarının başlıcaları incelendiğinde kınalı keklik, ördek, kaz, güvercin, tavşan, meke, porsuk, kurt, tilki, çakal, yaban domuzu,sazlık yaban kedisi karga ve saksağan sayılabilir. (www.burdurkultur.gov.tr)

Aynı zamanda ramsar alanı olan Burdur Gölü havzası yaban hayatı açısından ülkemizin en önemli alanları arasında yer alır. Dolayısıyla bu alanın korunması ve geleceğe taşınması adına yaban hayatının sürdürülebilirliği çok önemlidir (Yaban hayvanları zararlı kimyasallara çok duyarlıdırlar.Yöresel yaban hayvanları sayısı o yörenin doğallığı ile doğru orantılıdır). Bu amaçla Burdur Gölü Havzası’ndaki köylerde ve Denizli, Afyonkarahisar, Isparta illerinin köylerinde de (Bu iller göller yöresine dahil olup Acıgöl,Salda Gölü,Yarışlı Gölü, Eğirdir Gölü ve pek çok irili ufaklı gölleriyle birlikte kuş göç yolları üzerinde bulunmaktadırlar) yıllardır çalışan veteriner hekim Öztürk Sarıca tarafından ülkemizin ilk Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezlerinden biri “Lisinia Burdur Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi”  kurulmuştur. 2011 yılının Temmuz ayı itibariyle tüm masrafları Öztürk Sarıca tarafından karşılanmak üzere Orman ve Su İşleri Bakanlığına 10 yıllığına hibe edilmiştir.

Veteriner Hekim Öztürk Sarıca Koordinatörlüğünde, merkeze gelen özellikle stajyer veteriner öğrencileri ve farklı meslek dallarından gönüllüler tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda bu güne kadar Burdur Gölü havzasından özellikle avcılar tarafından vurulmuş, kimyasallar tarafından zehirlenmiş, ve çeşitli hastalıkları olan yaban hayvanları merkezde tedavi programına alınmakta ve sonrasında tekrar doğaya geri kazandırılmaktadır. Bu şekilde hem bölgenin yaban hayatı popülasyonunun korunması adına somut adımlar atılmakta, hem de yaban hayvanlarının tedavi süreçleri boyunca merkeze gelen binlerce gönüllü tarafından kontrollü bir şekilde gözlemlenmesi sağlanarak farkındalık yaratılmaktadır.Aynı zamanda alana ziyarete gelen çiftçilere yanlış insektisit herbisit fare zehri (rodentisit) kullanmanın yaban hayatına zararlı etkileri çevre ve ekolojiye zararları,içme sularında ve göl sularındaki yarattığı kirlilik anlatılmaktadır.

Bu güne kadar Rehabilitasyon Merkezimize; Pelikan(1), Çeltikçi(2), Sakar Meke(5), Yeşilbaş Ördek(2), Angıt(27), Çakır(4), Yılan Kartalı(3), Leylak(47), Flamingo(3), Kerkenez(24), Kara Akbaba(1), Kızıl Akbaba(1), Kukumav(14), Baykuş(6), Kulaklı Orman Baykuşu(6), Peçeli Baykuş (6), Kocagöz(2), Domuz(2), Gökçe Delice(1), Gökdoğan(8), Atmaca(12), Sülun(1), Kumru(6), Kamlumbağa(9), Gri Balıkçıl(2), Sığır Balıkçılı(4), Alaca Balıkçıl (6), Küçük Beyaz Balıkçıl(1), Güvercin(2), Üveyik(2), Saz Delicesi(1), Tepeli Toygar(2), Serçe(2), Çoban Aldatan (3), Kırlangıç(3), Ebabil(1), Keklik(26), Şah Kartalı(1), Delice Doğan(12), Çakal(1), Martı(2), Şahin(320) getirilmiştir.

Merkeze gelen 584 hayvandan 394’ü tedavi edilerek doğaya salınmıştır.Halen merkezde 40 tane yaban hayvanının tedavi ve rehabilitasyonu devam etmektedir.